Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, bugünkü yazısında "İsveç’in NATO üyeliği konusu gündeme geldiğinde Türkiye ne yapmalıydı?" sorusunun cevabını aradı.
İŞTE AHMET HAKAN'IN YAZISI
İsveç’in NATO üyeliği konusu gündeme geldiğinde Türkiye ne yapmalıydı?
“Tabii ki efendim, getirin derhal imzayı basalım” mı demeliydi? “Hiç merak buyurmayınız, hemen onaylıyoruz” mu demeliydi? “Pazarlık konusu yapmak bize yakışmaz” mı demeliydi?
Mesela eski büyükelçilerimizden Namık Tan’a göre Türkiye böyle yapmalıydı.
Ama Türkiye böyle yapmadı.
İşi epey yokuşa sürdü. Muhatapları endişeye sevk etti. Konuyu elinde bir koza dönüştürdü. Haklı taleplerini en yüksek sesle haykırdı.
Ve son aşama gerçekleşti:
Meclis, İsveç’in NATO üyeliğine vize verdi.
Peki onca mırın kırının, onca pazarlığın, onca sözlerin ardından Türkiye ne kazanmış oldu?
Mesela İsveç bağlamında şöyle şeyler kazanmış oldu:
İsveç’e hayatında görmediği terör baskısı yapılmış oldu. İsveç, anayasasında terörle ilgili değişikliklere gitti. Bazı PKK’lıların İsveç’e girişleri yasaklandı.